Varis, toplumda oldukça yaygın olan bir dolaşım sorunudur. Genellikle bacaklarda şişlik, ağrı ve rahatsızlık hissi ile kendini gösterir. Ayrıca, varisli damarlar ciltte morumsu bir renk oluşumuna da sebep olabilirler. Bu durum, kan dolaşımı bozukluğu nedeniyle damarların genişlemesi ve uzaması sonucu oluşur. Kadınlarda erkeklere göre daha yaygın görülen bir durumdur. Genellikle kişi de ağrı, ağırlık hissi, kaşıntı, yanma hissi ve hatta bacak krampları gibi belirtilerle kendini göstermektedir.
Varis, kan damarlarının genişleyerek şişmesi ve dolayısıyla normal akışkanlığı sağlayamaması sonucu oluşan bir dolaşım sorunudur. Varisli damarlar genellikle bacaklarda oluşur, ancak diğer bölgelerde de ortaya çıkabilmektedir. Varisli damarlar, ciltte morumsu bir renk oluşmasına da neden olabilirler. Ayrıca, bu durum bacaklarda ağırlık hissi ve hatta bacak yorgunluğuna da neden olabilir.
Neden Olur?
Varisli damarların en yaygın nedeni, kan dolaşımının düzenli bir şekilde çalışmamasıdır. Bacaklarda bulunan toplardamarlar, kanı kalbe geri taşımak için çalışırlar. Ancak, bu toplardamarların içinde bulunan kapaklar, kanın tek yönlü olarak akmasını sağlarlar. Bu kapaklar, yeterince güçlü olmadıklarında kan geri akar ve damarlar genişler ve uzar. Bununla beraber varisli damarlar, genellikle yaşlanma, genetik yatkınlık, aşırı kilo, hareketsiz yaşam tarzı, hormonal değişiklikler (özellikle hamilelik), sıcak hava, yüksek topuklu ayakkabılar veya dar kıyafetler gibi faktörlerden kaynaklanabilmektedir.. Ayrıca, aşırı alkol tüketimi ve sigara kullanımı da varis oluşumuna katkıda bulunabilir.
Belirtileri Nelerdir?
Varisli damarlar, bacaklarda ağrı, şişlik, kramp, kaşıntı ve hatta bacaklarda ağırlık hissi gibi rahatsızlıklara neden olabilirler. Ayrıca, ciltte morumsu bir renk oluşumu da gözlemlenebilir. Bazı insanlarda varisli damarlar çoğu zaman sadece estetik bir sorun oluşturur ve ciddi bir sağlık sorunu değildir.
Varislerde tanı nasıl konulur?
Varis tanısı, bir doktor tarafından yapılan fiziksel muayene ve bazı testlerle konulabilir. Doktor, varis şikayeti olan bir kişinin bacaklarını inceleyerek, varisli damarların yerini, boyutunu ve şiddetini belirleyebilir.
Doktor, varis tanısını koymak için aşağıdaki testlerden birini veya birkaçını kullanabilir:
- Doppler ultrason: Bu test, damarların içindeki kan akışını ölçmek için kullanılır. Bu test, varisli damarların yerini ve boyutunu belirlemek için çok yararlıdır.
- Venogram: Bu test, özel bir boya maddesi kullanılarak çekilen röntgen filmleriyle varisli damarların görüntülenmesini sağlar. Bu test, varislerin boyutunu ve yerini belirlemek için kullanılabilir.
- MR: Bu test, manyetik alanlar ve radyo dalgaları kullanarak detaylı görüntüler oluşturur. Bu test, varislerin yerini ve boyutunu belirlemek için kullanılabilir.
- CT taraması: Bu test, özel bir x-ışını makinesi kullanarak çok sayıda detaylı görüntü oluşturur. Bu test, varislerin yerini ve boyutunu belirlemek için kullanılabilir.
Varis tanısı, genellikle basit bir fiziksel muayene ve doppler ultrason testiyle konulabilir. Ancak, doktor diğer testleri de kullanabilir ve varislerin ciddiyetine ve tedavi seçeneklerine karar vermek için daha fazla bilgi elde edebilir.
Kaç tip varis vardır?
Varisler, genellikle 3 tip olarak sınıflandırılmaktadır.
- Yüzeysel Venöz Reflü (SVR) Tipi Varisler: Bu tip varisler, derinin altındaki yüzeyel venlerin zarar görmesiyle meydana gelir. Bu venler, yüzeyel kan dolaşımını sağlarlar ve bu nedenle SVR tipi varisler daha yüzeysel ve belirgin bir şekilde görünürler.
- Derin Venöz Reflü (DVR) Tipi Varisler: Bu tip varisler, derin venlerin zarar görmesiyle meydana gelir. Bu venler, kaslar arasında yer alır ve kanın kalbe geri dönmesine yardımcı olurlar. DVR tipi varisler, daha derinde olduğu için gözle görülmesi zor olabilir.
- Perforan Venöz Reflü (PVR) Tipi Varisler: Bu tip varisler, derin venlerle yüzeyel venler arasındaki perforan venlerin zarar görmesiyle meydana gelir. Bu venler, derin venlerle yüzeyel venler arasında bağlantı görevi görürler ve kanın geri dönmesine yardımcı olurlar.
Bu 3 tip varis arasında, en yaygın olanı yüzeysel venöz reflü (SVR) tipi varislerdir. Ancak, her bireyin varis tipi ve şiddeti farklı olabilir ve doktorun yapacağı muayene sonucunda daha kesin bir teşhis konulabilir.
Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Varis tedavisi, varisin ciddiyetine, semptomlarına ve damarların konumuna göre değişebilir. Bazı hafif vakalarda, tedavi gerekli olmayabilir ve semptomları hafifletmek için sadece yaşam tarzı değişiklikleri yapmak yeterli olabilir. Örneğin, egzersiz yapmak, kilo vermek, dar kıyafetlerden kaçınmak ve yüksek topuklu ayakkabıları sınırlamak gibi değişiklikler yeterli olabilir.
Daha ciddi vakalarda, tedavi için farklı yöntemler kullanılabilir. Sclerotherapy, laser tedavisi, radyofrekans ablasyonu ve cerrahi işlemler gibi yöntemler arasında seçim yapılabilir. Bu yöntemler, varisli damarın boyutuna, yerine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak kullanılır. Hangi yöntemin kullanılacağına doktor karar verecektir.
- Bacak elevasyonu: Bacak elesyano tedavi yöntemi hafif ve orta dereceli varis probleminde şikâyetleri azaltabilmektedir. Günde 3-4 kez yaklaşık 15’er dakika bacaklar, kalp seviyesinin üzerinde tutulur.
- Skleroterapi: Çok ince iğneler aracılığıyla damar içine sklerozan madde enjeksiyonu varislerin içine enjekte edilmesiyle varisli damarın yok olmasını sağlayan bir tedavi yöntemidir.
- Mikroflebektomi: Özel cerrahi aletlerle küçük kesi kullanarak variköz oluşumların çıkarılması işlemidir.
- Termal Ablasyon: Lazer veya radyofrekans enerjisiyle variköz damarların tedavisidir. Bir kateter yoluyla variköz damarlara girildikten sonra lazer veya radyofrekans enerjisi ile varisleşmiş damarın duvarı harap edilmektedir.
- Ven Cerrahisi (Stripping ve ligasyon ): Cerrahi olarak varisleşmiş olan damar bir tel aracılığıyla çıkarılmasıyla gerçekleştirilen varis tedavi yöntemidir.
Varis oluşumunu önlemek için nelere dikkat edilmelidir?
- Aktif Olmak: Egzersiz yapmak, kan dolaşımını artırarak varisli damarların oluşmasını engelleyebilir. Düzenli yürüyüş, koşu, yüzme ve bisiklet sürmek gibi düşük etkili egzersizler, bacak kaslarını çalıştırarak kanın geri akmasını engelleyebilir. Ayrıca, düzenli egzersiz kilo vermenize yardımcı olabilir ve bu da varis riskinizi azaltabilir.
- Doğru Pozisyonu Korumak: Ayakta uzun süre durmak veya oturmak, varisli damarların oluşumunu teşvik edebilir. Mümkün olduğunca sık sık pozisyon değiştirmek, bacaklarınızı uzatarak dinlenmek ve yüksek topuklu ayakkabılar yerine düz tabanlı ayakkabılar giymek, bacaklarda kan akışını artırarak varisli damarların oluşumunu önleyebilir.
- Beslenme: Sağlıklı beslenmek, varis oluşumunu önlemeye yardımcı olabilir. Dengeli bir diyet tüketerek kilo kontrolünü sağlayabilir ve kan dolaşımını düzenleyebilirsiniz. Ayrıca, sodyum tüketimini sınırlamak ve bol miktarda su içmek, ödem ve şişkinliği azaltarak varis riskinizi azaltabilir.
- Basınç Çorabı: Varisli damarların oluşumunu önlemek için basınç çorabı kullanılabilir. Bu çoraplar, bacaklarda kanın geri akmasını engeller ve varis oluşumunu önleyebilir. Basınç çorapları, ayak bileklerinde daha sıkı ve diz üstünde daha az sıkı bir bölgeye sahiptir.
- Sigarayı Bırakmak: Sigara içmek, kan dolaşımını olumsuz etkiler ve varisli damarların oluşumunu teşvik edebilir. Bu nedenle, sigara içmekten kaçınarak varis riskinizi azaltabilirsiniz.
Sonuç olarak, varisli damarlar genellikle zararsızdır, ancak estetik açıdan rahatsızlık verebilirler. Varis oluşumunu önlemek için yukarıdaki önlemleri alarak sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek önemlidir