Makula dejenerasyonu, genellikle kalıtsal faktörlerin etkisi altında olan, 55 yaşından sonra sıkça görülen, sigara içme alışkanlığı olan veya yetersiz beslenen kişilerde sıklıkla görülen, görme kaybına yol açabilen bir retina hastalığıdır. Makula, göz arkasında bulunan ve detaylı görüşümüzü sağlayan bölgedir. Bu bölge sayesinde okuyabilir veya iğne ipliğini geçirebiliriz. Makula işlevini yitirdiğinde, görüş alanında bulanıklık ve karanlık yaşanabilir.
Maküler dejenerasyon, merkezi görme yeteneğini azaltırken, yan görme yeteneğini etkilemez. Örneğin, bir saati görebilir, ancak saatin kaç olduğunu belirlemekte zorlanabiliriz. Maküler dejenerasyon genellikle tam körlüğe yol açmaz; ancak hastalar ev işlerini yapabilirken, dışarıda tek başına dolaşma, okuma, yazma, televizyon izleme veya araba kullanma gibi aktivitelerde zorlanabilirler.
Maküler dejenerasyonun iki ana tipi vardır:
Kuru tip maküler dejenerasyonu: Çoğu hastada bulunan bir türdür ve yaşlanmaya bağlı olarak gelişir. Yavaş ilerler ve görme kaybı genellikle daha azdır, bu nedenle semptomlar uzun bir süre boyunca fark edilmeyebilir.
Islak tip maküler dejenerasyonu: Sarı nokta hastalığının %10’undan azında görülür. Gözün arka kısmında anormal damarlanma sonucu sıvı sızıntıları ve kanamalarla belirti verir. Bu durumda, görme kaybı ani ve ciddi olabilir.
Maküler dejenerasyonun belirtileri kişiden kişiye değişebilir ve bazen farklı belirtilerle ortaya çıkabilir. Bazı durumlarda, bir gözde ciddi görme kaybı yaşanırken, diğer göz yıllarca sağlam kalabilir. Erken dönemlerde sarı nokta hastalığını teşhis etmek zor olabilir, ancak her iki göz birden etkilendiğinde okuma veya detaylı işlerde zorluklar ortaya çıkabilir. Belirtiler şunları içerebilir:
Toplumda özellikle 60 yaşın üzerindeki gruplarda her 4-5 kişiden birinde, 85 yaşında ise her iki kişiden birinde maküler dejenerasyon belirtileri görülebilir. Bu nedenle, yaş ilerledikçe bu hastalığın belirtilerini izlemek ve düzenli göz muayeneleri yaptırmak önemlidir.
Maküler dejenerasyon için en önemli risk faktörleri şöyle sıralanabilir:
Bu faktörlerin bir veya birkaçına sahip olmak, maküler dejenerasyon gelişme riskini artırabilir. Bu nedenle, bu risk faktörlerini bilmek ve göz sağlığını korumak için düzenli göz muayeneleri yapmak önemlidir.
Maküler dejenerasyonun erken teşhisi ve erken tedaviye başlanması son derece önemlidir, çünkü mevcut tedavilerle var olan görme kaybı genellikle geri dönüşümsüz olabilir, ancak hastalığın ilerlemesi durdurulabilir.
Erken tanı için düzenli göz muayeneleri yapılması önemlidir. Göz muayenesi sırasında, görme keskinliği değerlendirilirken, kapsamlı bir retina muayenesi de maküler dejenerasyonun tanısında kritik öneme sahiptir. Bu muayenede, göz doktoru retina tabakasını detaylı bir şekilde inceleyerek sarı nokta hastalığının belirtilerini arar. Ayrıca, optik koherans tomografi (OCT) gibi görüntüleme testleri ve fundus floresein anjiografi gibi görüntüleme yöntemleri de kullanılabilir. Bu testler, maküler dejenerasyonun türünü ve ilerlemesini değerlendirmeye yardımcı olabilir.
Erken tanı ile hastalığın ilerlemesi kontrol altına alınabilir ve uygun tedavi planları oluşturulabilir, bu da hastanın görme kaybını en aza indirir ve yaşam kalitesini artırır.
Kuru tip maküler dejenerasyon (sarılı nokta hastalığı): Kuru tip maküler dejenerasyonun tedavisinde, düzenli göz muayeneleri ve antioksidan etkili vitamin ve mineral içeren takviyeler önerilmektedir. Bu takviyeler genellikle A vitamini, C vitamini, E vitamini, çinko ve bakır gibi besin maddelerini içerir. Ayrıca, beslenme alışkanlıklarının göz sağlığına uygun olması da önemlidir.
Yaş tip maküler dejenerasyon (ıslak tip): Islak tip maküler dejenerasyonun tedavisi genellikle daha karmaşıktır. Bu tip hastalıkta, ilaç enjeksiyonları ve/veya lazer tedavisi gibi invaziv yöntemler kullanılabilir. İlaç enjeksiyonları, göz içine ilaçların enjekte edilmesini içerir ve anormal kan damarlarının büyümesini engelleyerek hastalığın ilerlemesini durdurmaya veya yavaşlatmaya yardımcı olabilir. Lazer tedavisi ise anormal kan damarlarını hedef alarak yok etmeyi amaçlar.
Her iki tip maküler dejenerasyonun tedavisinde erken teşhis büyük önem taşır. Tedaviye erken başlanması, hastalığın ilerlemesini kontrol altına alabilir ve görme kaybının ilerlemesini yavaşlatabilir. Bu nedenle, düzenli göz muayeneleri yaptırmak ve göz sağlığına dikkat etmek önemlidir.
Evet, sarı nokta hastalığı veya diğer adıyla maküler dejenerasyon genetik faktörlerden etkilenebilir. Yapılan araştırmalar, aile geçmişinde maküler dejenerasyon öyküsü bulunan kişilerde, hastalığa yakalanma riskinin arttığını göstermektedir. Özellikle yaş tip maküler dejenerasyonda, genetik faktörlerin rolü daha belirgindir. Ancak, genetik faktörler tek başına hastalığın gelişimini belirleyen tek etmen değildir. Çevresel faktörler, yaşam tarzı alışkanlıkları ve diğer sağlık durumları da hastalığın ortaya çıkma riskini etkileyebilir.
Sarı nokta hastalığı, genellikle tam körlüğe yol açmaz. Ancak, özellikle yaş tip maküler dejenerasyonunda, hastalığın ilerlemesi sonucu merkezi görme yeteneğinde ciddi kayıplar yaşanabilir. Bu durum, günlük yaşam aktivitelerini önemli ölçüde etkileyebilir ve yaşam kalitesini azaltabilir. Hastalar, detaylı görme gerektiren işlerde zorlanabilirler, okuma ve yazma gibi faaliyetleri yapmakta zorluk çekebilirler ve yüz tanıma gibi sosyal etkileşimlerde güçlük çekebilirler. Ancak, yan görme genellikle etkilenmez, bu nedenle hastalar genellikle çevrelerindeki nesneleri ve insanları görebilirler. Özetle, sarı nokta hastalığı genellikle tam körlüğe yol açmaz, ancak yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir.
Sarı nokta hastalığı olanlar aşağıdaki noktalara dikkat etmelidir:
Bu öneriler, sarı nokta hastalığı olanların göz sağlığını korumak ve görme kaybını en aza indirmek için dikkate almaları gereken önlemlerdir.