Sedef hastalığı; her yaşta kişide ortaya çıkabilen Sedef hastalığı olarak bilinen psoriasis, cilt hücrelerinin normalden bir kaç kat daha hızlı çoğalmasına neden olan otoimmün bir cilt bozukluğudur. Genel olarak bu hastalık, kronik seyirli ve tedavisi olmayan bir hastalıktır ve tüm dünyada yaklaşık %1-3 oranında görülür. Sıklıkla otuzlu yaşlarda başlasa da doğumdan itibaren her yaşta görülebilen hastalıktır. 50-60 yaşlarındaki bir kişi için sedef hastalığı önemli bir dönem olarak görülmektedir. Sedef hastalığı olan kişilerin % 30 unda genellikle aile öyküsü vardır. Her 100 kişiden 1-3 ünde görülen alevlenmelerle kendini gösterir. Ortaya çıkan sedef hastalığı vücudunuzun büyük bir bölümünü kaplayabilmektedir.
Sedef hastalığı nedenleri nelerdir?
Sedef hastalığının nedenleri kesin olarak ortaya konulmuş değildir. Bu durum genellikle kişinin genetik ve bağışıklık sistemi ile ilgili faktörlerin hastalığın gelişiminde ortak olarak etkili olabileceği düşüncesi üzerinde durulmaktadır. Sedef hastalığı özellikle kış dönemlerinde ve soğuk günlerde daha sık görülmektedir. Sıcak, güneşli ve nemli ortamlarda bulunmak hastalığın ortaya çıkması ihtimalini azaltabilir.
Sedef hastalığı olan kişilerde en küçük bir çizik veya bir sivrisinek ısırığı bile yeni bir tetiklenmeye neden olabilmektedir. Bazı çevresel ve genetik faktörleri tetikleyici özellik gösterebileceği düşünülür. Bu tetikleyici faktörlerden en sık karşılaşılanları şunlardır:
- Soğuk ve kuru iklim şartları
- Boğaz veya cilt enfeksiyonu olan kişiler
- Deri travmaları
- Stres
- Kişinin aşırı alkol tüketimi
- Sigara kullanımı veya sigara dumanı maruziyeti
- Bazı tansiyon veya sıtma tedavisi için başvurulan ilaçların kullanımı sonrası
Sedef hastalığı (Psoriasis) belirtileri ve türleri nelerdir?
Sedef hastalığı kronik seyirlidir ve hastalığın türleri birbirinden farklıdır. En yaygın olarak görülen sedef hastalığı türü olan plak tipi sedef hastalığı için görülen en belirgin semptom kırmızı lekeler şeklinde, gümüş renkli pullarla kaplı plaklar olmaktadır. Bu plaklar kaşıntılı ve ağrılı olabilirler. Plaklar bazen çatlayabilir ve kanayabilirler. Daha ağır vakalarda plaklar cildin çok geniş alanlarını kaplayacak şekilde büyüyebilir ve birleşebilirler. El ve ayak tırnaklarında renk değişikliği ve çukurlaşma da dahil olmak üzere bozukluklar görülebilir. Ayrıca tırnaklar parçalanabilir veya tırnak yatağından ayrılabilirler. Kafa derisinde pullanma ya da kabuklanma da görülebilmektedir.
Sedef hastalığının bir diğer türü ise genellikle yetişkinlerde ortaya çıkan el ve ayak içi gibi izole bölgeler dahil olmak üzere vücudun birçok bölgesinde oluşabilen, içi iltihap olmayan beyaz veya sarı renkli sıvı ile dolu baloncuklar olan küçük püstüllerle, kızarık ve pullu cilt görünümüne neden olan püstüler sedef hastalığı mevcuttur.
Sedef hastalığının bir başka türü ise; genellikle çocukluk veya genç erişkinlikte başlayan, cilt üzerinde küçük kırmızı daireler şeklinde lezyonlar damlacık tarzı ya da diğer adıyla gutat sedef hastalığıdır. Bu tür çoğunlukla gövde ve ekstremiteler üzerinde daha sık oluşan döküntüler yüz ve kafa derisinde de ortaya çıkabilmektedir. Gutat sedef hastalığının tetikleyicileri arasında solunum yolu enfeksiyonları, strep boğaz enfeksiyonu, bademcik iltihabı, stres, ciltte yaralanma ve antimalaryal veya beta-bloker ilaç kullanımı mevcuttur.
Genel olarak derinin katlantı yaptığı meme, koltuk altı ve kasık cildinde, kulak arkası ve göğüs altı gibi cildin kıvrıldığı yerlerde ortaya çıkan parlak kırmızı renkte lezyonlar şeklinde görülen ters yerleşimli ya da diğer adıyla inverse sedef hastalığı bir başka türdür.
Eritrodermik sedef hastalığında ise; yanık benzeri lezyonlar oluşturan nadir bir sedef hastalığı alt tipidir. Eritrodermik sedef hastalığı şiddetli cilt, güneş yanığı sonrasındaki görünümdedir.
Sedef hastalığı nasıl teşhis edilir?
Hastalığın tanısı çoğunlukla kişinin deri lezyonlarının görünümü ile ortaya çıkarılmaktadır. Ailede sedef hastalığı öyküsü olması tanıya yardımcı olur. Şüpheli vakalarda deri biyopsisi yapılır. Bazı vakalarda obezite, hipertansiyon ve hiperlipidemi tabloya eşlik edebilir.
Sonrasında kişi için sedef hastalığı aktif olduğu dönemlerde fiziksel muayene sırasında kolaylıkla teşhis edilebilir. Yapılan fiziki muayenede saç derisi, kulaklar, dirsekler, dizler, göbek deliği ve tırnaklar başta olmak üzere vücut kontrol edilir. Fiziksel muayenenin yanı sıra doktor tarafından biyopsi istenebilir. Biyopsi sırasında kişiden bir deri parçası örneği alınarak laboratuvarda cilt enfeksiyonu olup olmadığı kontrol edilmesi için gönderilir.
Tüm bunun haricinde sedef hastalığını teşhisi koymak için kullanılan başka bir test yoktur.
Sedef hastalığı tedavi yöntemleri nelerdir?
Sedef hastalığının tedavisi için hastanın kişisel fikirlere de göz önünde bulundurulur. Tedavi kronik olacağı için hastanın bu tedaviye uyumu çok önemlidir. Sedef hastalığının tedavileri arasında steroid kremler, kuru cilt için nemlendiriciler, losyonlarda, kremlerde, köpüklerde, şampuanlarda ve banyo çözeltilerinde bulunan ve özellikle kafa derisinde görülen sedef hastalığı için yaygın bir tedavi yöntemi olan kömür katranı, D vitamini içeren ve reçete ile verilen krem veya merhemler ile retinoid kremler bulunmaktadır.
Sedef hastalığı vakalarında daha ağır ve şiddetli olan vakalara farklı tedavi yöntemleri kullanılmaktadır. Bu tedaviler arasında cilt hücrelerinin büyümesini yavaşlatmak için cilde ultraviyole ışık verilir. Fototerapi adı verilen bu ışık tedavisinde psoralen adı verilen bir ilaç ile ultraviyole ışık birlikte kullanılır.
Kemik iliği ve karaciğer ile akciğer sorunlarına yol açabildiği için sadece ağır vakalarda kullanılan metotreksat içeren ilaçlar da sedef hastalığı için kullanılan başka bir yöntemdir. Bu ilaç kullanımında birey doktor tarafından yakından izlenir ve laboratuvar testleri, göğüs röntgeni ile karaciğer biyopsisi yapılması gerekebilir.
Retinoid içeren haplar, kremler, köpükler, losyonlar ve jeller, A vitamini ile alakalı ilaç sınıfıdır. Retinoidler, doğum kusurları da dahil olmak üzere ciddi yan etkilere neden olabilir, bu nedenle hamile veya çocuk sahibi olmayı planlayan kadınlar için önerilmez.
Bunların yanı sıra sedef hastalığı nedeniyle iltihaplanmayı daha iyi kontrol etmek için vücudun bağışıklık sistemini (sedef hastalığında aşırı aktif olan) bloke ederek çalışan çeşitli biyolojik tedaviler de mevcuttur.