Behçet hastalığı, otoimmün bir hastalıktır. İltihaplanmaya ve damarların etkilenmesine neden olan bir durumdur. Bu hastalığa sahip olan kişilerde genellikle ağız, cilt, gözler, eklemler, sindirim sistemi ve merkezi sinir sistemi gibi farklı organlarda tekrarlayan iltihaplanma atakları görülür.
Behçet hastalığına sahip olan kişilerde yaygın olarak ağız ülserleri oluşur. Bu ülserler ağız içindeki yanaklar, dil, dudaklar ve boğazda görülebilir ve oldukça ağrılı olabilir.
Behçet Hastalığı Neden Olur?
Behçet hastalığının kesin nedeni bilinmemektedir. Ancak uzmanlar, hastalığın bağışıklık sistemindeki anormal bir tepki sonucu ortaya çıktığını düşünmektedir. Bağışıklık sistemi normalde vücudu enfeksiyonlardan korumak için çalışır, ancak Behçet hastalığı olan kişilerde bağışıklık sistemi yanlışlıkla vücudun kendi dokularına saldırmaya başlar.
Behçet hastalığının gelişiminde genetik faktörlerin de rol oynadığı düşünülmektedir. Bazı genlerin, hastalığa yatkınlığı artırabileceği ve aile üyelerinde hastalık öyküsü olan kişilerde daha sık görülebileceği belirlenmiştir. Ancak, genetik faktörlerin tek başına hastalığın gelişimine neden olduğunu söylemek zordur. Çevresel tetikleyicilerin, genetik yatkınlığı olan kişilerde hastalığın ortaya çıkmasında etkili olabileceği düşünülmektedir. Örneğin, enfeksiyonlar, sigara içmek, stres gibi faktörlerin Behçet hastalığının tetikleyici faktörler olabileceği düşünülmektedir.
Behçet hastalığı genellikle kimlerde görülür?
Behçet hastalığı her yaştan ve her cinsiyetten kişide ortaya çıkabilir, ancak genellikle genç erişkinlerde (20-40 yaşları arasında) başlar.
Behçet hastalığı, genetik yatkınlık ile ilişkilendirilmiştir. Aile üyelerinde Behçet hastalığı olan kişilerde hastalık gelişme riski daha yüksektir. Bununla birlikte, hastalık genellikle birden çok faktörün birleşimi sonucu ortaya çıkar, bu nedenle genetik yatkınlığın tek başına hastalığın gelişimine neden olduğunu söylemek zordur.
Behçet hastalığı, farklı etnik gruplarda farklı yaygınlık gösterebilir. Örneğin, Türkiye’de, Orta Doğu’da ve Japonya’da daha sık görülürken, Avrupa ve Amerika’da daha nadirdir. Ancak son yıllarda, Behçet hastalığı dünya genelinde daha yaygın hale gelmiş ve farklı coğrafi bölgelerde daha fazla tanı konmaya başlanmıştır.
Behçet hastalığının belirtileri nelerdir?
Behçet hastalığı, farklı organları etkileyebilen çeşitli belirtilere sahip olabilir. Hastalığın belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve belirtiler zaman içinde değişebilir. Behçet hastalığının yaygın belirtilerinden bazıları şu şekildedir:
- Ağız ülserleri: Behçet hastalığının en karakteristik belirtisi ağız ülserleridir. Genellikle ağrılı ve tekrarlayan niteliktedir. Dil, yanaklar, dudaklar veya boğaz içinde görülebilir.
- Göz problemleri: Gözlerde iltihaplanma (üveit) ortaya çıkabilir. Kızarıklık, ağrı, bulanık görme, fotofobi (ışığa hassasiyet) gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Ciddi vakalarda görme kaybı da olabilir.
- Deri sorunları: Behçet hastalığında deride çeşitli lezyonlar ve döküntüler oluşabilir. Özellikle el ve ayaklarda, genital bölgede, diz çevresinde ve gövdede görülebilir.
- Eklem ağrısı: Eklem ağrısı, şişlik ve sertlik gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Genellikle büyük eklemleri etkiler.
- Sindirim sistemi sorunları: Behçet hastalığı bazen sindirim sistemi organlarını da etkileyebilir. Karın ağrısı, mide bulantısı, kusma, ishal veya kanlı dışkılama gibi belirtiler görülebilir.
- Beyin ve sinir sistemi belirtileri: Nadir durumlarda, Behçet hastalığı beyin ve sinir sistemi üzerinde etkili olabilir. Baş ağrısı, beyin iltihabı (ensefalit), felç, denge sorunları ve nörolojik bozukluklar gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Verilen belirtiler, behçet hastalığının yaygın belirtileridir. Ancak, belirtiler hastalığın şiddetine, etkilenen organlara ve kişiden kişiye değişebilir. Tanı ve tedavi için bir doktora başvurmanız önemlidir.
Behçet hastalığı nasıl teşhis edilir?
Behçet hastalığının teşhisi, hastanın semptomlarına, klinik bulgulara ve belirli tanı kriterlerine dayanır. Çünkü Behçet hastalığı, diğer benzer hastalıklarla karışabilecek belirtilere sahip olabilir. Behçet hastalığının teşhisi için kullanılan bazı yöntemler:
- Hastanın öyküsü ve fizik muayene: Doktor, hastanın semptomlarını ve öyküsünü detaylı bir şekilde değerlendirir. Behçet hastalığının tipik belirtilerini, semptomların süresini, şiddetini ve tekrarlamasını gözlemleyebilmek için hastayla detaylı bir görüşme yapar. Ayrıca fizik muayene yaparak, ağız ülserleri, deri lezyonları, eklem şişlikleri veya diğer belirtiler için değerlendirme yapar.
- Tanı kriterleri: Uluslararası Behçet Hastalığı Çalışma Grubu tarafından belirlenen kriterlere dayanarak tanı konulabilir. Bu kriterler, belirli semptomların ve bulguların varlığını gerektirir. Örneğin, ağız ülserleri ile en az iki belirti (deri lezyonları, göz problemleri, genital ülserler, pozitif deri paterji testi gibi) veya ağız ülserleri ve göz problemleri gibi ana belirtilerden en az biri, ile tanı koyulabilir.
- Laboratuvar testleri: Behçet hastalığının teşhisinde laboratuvar testleri destekleyici bir rol oynar. Kan testleri, iltihaplanma belirteçlerini (sedimantasyon hızı, C-reaktif protein) ölçmek, bağışıklık sistemi yanıtını değerlendirmek veya diğer otoimmün hastalıkları dışlamak için yapılabilir. Ayrıca bazı özel testler de uygulanabilir, örneğin deri paterji testi.
- Görüntüleme testleri: Gözlerde veya diğer organlarda iltihaplanma veya hasarın varlığını tespit etmek için görüntüleme testleri kullanılabilir. Göz muayenesi, oftalmoskopi ve slit lamba mikroskopisi gibi yöntemler, göz tutulumunu değerlendirmek için kullanılabilir. Diğer organlarda iltihaplanma varlığını tespit etmek için ultrason, MRI veya diğer görüntüleme yöntemleri de kullanılabilir.
Behçet hastalığı tanısı, belirtiler, klinik bulgular ve yukarıda belirtilen testlerin sonuçlarına dayanarak uzman bir doktor tarafından konulur. Tanı süreci, genellikle uzun sürebilir ve diğer hastalıkların dışlanması için kapsamlı bir değerlendir.
Behçet hastalığı nasıl tedavi edilir?
Behçet hastalığının tedavisi, semptomların şiddetine, etkilenen organlara ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak belirlenir. Tedavi genellikle semptomları kontrol altına almayı, iltihaplanmayı azaltmayı ve komplikasyonları önlemeyi hedefler. Behçet hastalığının tedavisinde kullanılan bazı yöntemler:
İlaç Tedavisi:
- Nonsteroid Antiinflamatuar İlaçlar (NSAİİ): Ağrı, iltihap ve ateşin azaltılmasına yardımcı olabilir.
- Kortikosteroidler: Şiddetli semptomları hafifletmek için kullanılır. Ancak uzun süreli kullanımda yan etkileri olabileceği için düşük doz ve kısa süreli kullanım tercih edilir.
- İmmünsüpresanlar: Bağışıklık sistemini baskılayarak iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olabilir. Metotreksat, azatiyoprin, siklosporin gibi ilaçlar kullanılabilir.
- Biyolojik Ajanlar: Behçet hastalığının tedavisinde son yıllarda biyolojik ajanlar da kullanılmaktadır. İnfüzyon veya enjeksiyon yoluyla uygulanan ilaçlar, bağışıklık sisteminin hedeflenmiş bir bölümünü etkileyerek iltihaplanmayı kontrol altına almaya çalışır. Örneğin, TNF-alfa inhibitörleri (adalimumab, infliksimab) bu grupta yer alır.
- Ağız Bakımı: Behçet hastalığından kaynaklanan ağız ülserlerinin tedavisinde ağız gargaraları, topikal anestezikler ve anti-enflamatuar ilaçlar kullanılabilir. Ayrıca düzenli diş temizliği ve ağız hijyeni önemlidir.
- Göz Bakımı: Behçet hastalığının göz tutulumu olan kişilerde tedaviye erken dönemde başlanmalıdır. Göz damlaları, kortikosteroid enjeksiyonları veya immünsüpresan ilaçlar göz problemlerinin tedavisinde kullanılabilir.
- Cerrahi Müdahale: Behçet hastalığına bağlı olarak ortaya çıkan bazı komplikasyonlarda cerrahi müdahale gerekebilir. Örneğin, ciddi göz tutulumu durumunda göz içi enjeksiyonlar veya retina cerrahisi yapılabilir.
Behçet hastalığı tedavisi, hastanın durumuna ve semptomların şiddetine bağlı olarak değişebilir. Tedavinin amacı semptomların kontrol altına alınması, remisyon dönemlerinin uzatılması ve komplikasyonların önlenmesidir.
Behçet yaraları iz bırakır mı?
Behçet hastalığından kaynaklanan ağız yaraları genellikle iyileştiklerinde iz bırakmazlar. Bu yaralar, ağız mukozasında oluşan ülserlerdir ve genellikle birkaç hafta içinde kendiliğinden iyileşirler. Tedaviye cevap verildiğinde, yaraların sıklığı ve şiddeti azalabilir.
Ancak, bazı durumlarda ağız yaraları derin veya yaygın olabilir ve daha uzun süre iyileşme süreci gerektirebilir. Bu durumlarda, yara iyileşirken küçük bir iz veya yara alanında hafif bir renk değişikliği oluşabilir. Bununla birlikte, bu izler genellikle kalıcı değildir ve zamanla daha da soluklaşır veya tamamen kaybolur.
Behçet hastalığına bağlı deri lezyonları da iz bırakabilir. Özellikle derideki püstüller veya ülserler iyileştiklerinde, hafif bir renk değişikliği, pigmentasyon veya hiperpigmentasyon oluşabilir. Bununla birlikte, deri lezyonları da zamanla düzelme eğilimindedir ve izlerin görünürlüğü azalır.
Her durumda, Behçet hastalığından kaynaklanan yaraların iz bırakması veya bırakmaması kişiden kişiye değişebilir.
Behçet hastalığı bulaşıcı mıdır?
Hayır, Behçet hastalığı bulaşıcı bir hastalık değildir. Behçet hastalığı, kronik bir enflamatuar durumdur ve otoimmün bir hastalık olarak sınıflandırılır. Bu hastalık, bağışıklık sisteminin vücut hücrelerine saldırması sonucu ortaya çıkar. Kesin nedeni bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlık, çevresel faktörler ve bağışıklık sistemindeki bozukluklar gibi etmenlerin rol oynadığı düşünülmektedir.