Prostat organı erkeklerde bulunan bir salgı bezidir. Prostat diye adlandırılan salgı bezi idrar torbasının ( Mesane ) çıkışında yer alan, idrar yapma kanalını saran ( Üretra ), spermi koruyan ve besleyen sıvıyı salgılamaktadır. Başlıca işlevi üreme olan salgı bezi 18-20 gramdan oluşmaktadır. Yani büyümemiş hali yaklaşık olarak ceviz büyüklüğünde olan bir salgı bezidir. Genel olarak bazı erkeklerde prostat içinden geçen idrar kanalına doğru büyüme gerçekleşiyorken, bazı erkeklerde ise idrar torbasının içine doğru büyüme gerçekleşmektedir. Temelde spermlerin yer aldığı meni sıvısına beyaz rengini veren prostat bezidir. Spermlerin üretimi sağlığı olduğu için oldukça önemli bir organdır. Genellikle çeşitli besin maddelerinin bulunduğu prostat organı sıvının salgılanmasından sorumludur.
Prostat hastalığı genel olarak her yaştan erkekte ve özellikle de 45 yaşın sonlarına doğru başlayarak, ilerleyen yaşlarda yüzdelik artış ile büyüme oranı artmaktadır. Yani yaşlandıkça prostat dediğimiz salgı bezi büyür ve problemlerin artmasına, rahatsız edici sıkıştırmalara sebep olabilir. Prostat hastalığı, ürolojideki kronik hastalıklardan bir tanesidir. Prostat hastalıklarının en yaygın görüldüğü üç türü şunlardır:
Prostat büyümesi bir diğer adıyla iyi huylu hiperplazisi ( BPH ) bir yaşlılık hastalığıdır. Bu prostatın büyüyüp büyümediği konusunda tıbbi ve üroloji uzmanının el ile veya ultrason ile yapacağı muayene sonunda ortaya çıkacaktır. Burada önemli olan bu tanının konulan teşhisin iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olduğudur. Bu hastalıkta ortaya çıkan belirtilerin şiddeti, prostat bezinin büyümesi, idrar yolunun tıkalı olup olmadığı, idrar kanalının sıkışma derecesine bağlıdır. İdrar yolunu daraltıp sıkıştıracak bir şekilde prostatın iç kısmında bulunan bezin, bezlerin büyümesiyle orta çıkar ve kendini göstermiş olur.
Tanıyı koymak için öncelik olarak genel bir muayene ve ardından prostat muayenesi yapılmalıdır. İdrar tahlili, kan tahlili, idrar akımının ölçülmesi ve idrar sonrasında artık idrar kalıp kalmadığı kontrol edilerek tanı koyulur.
Erkeklerde görülen prostat hastalığı genel olarak ergenlik döneminde büyümeye başlar ( 1 – 2 katı ) çıkar. Daha sonrasında ilerleyen yaşlarda yani 25 yaşından sonlara doğru tüm erkeklerde farklı şekillerde olmak üzere büyüme gerçekleşmektedir. Prostat’ın büyüme sebebi günümüzde hala tam anlamıyla bilinmemektedir. Erkeklik hormonunun bu büyüme üzerinde ciddi bir rolü bulunmaktadır. 30’lu yaşlarda büyümeye başlar, 50 – 60 yaşlarına doğru bu prostat büyümesi % 60 oranında artmaktadır. 80’li yaşlarla birlikte de bu yüzdelik oran % 90 kısmını kaplamaktadır. Prostat hastalığı, fiziksel rahatsızlık yaptığı kadar kişinin hayat kalitesini düşürür ve hastanın genel olarak psikolojik durumunu olumsuz etkilemesi nedeniyle önem kazanır.
Öncelik olarak prostat büyümesi, tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Tedavide temel etken hastanın prostat büyümesinden kaynaklanan fiziksel ve fonksiyonel, hastanın durumu ve hastalığın durumu, hastanın yakınmalarının derecesi ortaya çıkarmaktadır. Kişide tespit edilen prostatın büyüme derecesi ve hastanın belirttiği şikayetlere göre tedavi süreci planlanmaktadır. Eğer hastanın şikayetleri hafifse ilaç ile (medikal) tedavi yapılır. Ancak şikayetler çok fazlaysa ve verilen ilaçlar etki etmiyorsa cerrahi tedavi yöntemleri ile ameliyat, düzenli takip yada gözlem ile beklemeye alınır. Erken teşhis ile hastalar daha çabuk iyileşmekte ve daha az yıpranmaktadır. Sizde sağlık koşullarınızı göz önünde bulundurarak erken teşhis ile tedavi edilebilir, ilerlemiş olmadan tespit ettirebilirsiniz.
İyi huylu prostat 45 – 50 yaş üstündeki erkeklerde görülen, prostat dokusunun kanserleşme olmadan büyümesi halidir. Bu iyi huylu prostat da belirtiler bazen hafif bazen de çok rahatsız edici olup günlük yaşamınızı etkileyebilir. BPH prostat kanseri değildir. BPHın tedavi edilmediği durumlarda prostat kanserine dönüşmez. Genel olarak yaşlanma oldukça artan, hormonal değişiklik ile alakalıdır. İyi huylu prostat büyümesi oldukça sık görülen bir hastalıktır. Büyümüş olan bir prostat bezi, idrar yoluna veya böbrek sorunlarına yol açabilir. İyi huylu prostat ürolojide çok sık rastlanan bir durumdur. Toplumda yaşlanmanın bir parçası olarak bilinmektedir. Farklı bir deyişle iyi huylu prostat büyümesi 50 li yaşlarda erkeklerin yarısında görülüyorken, 80 yaş ve üzeri kişilerde iyi huylu prostat % 90 oranında görülmektedir. Kanser riski taşımadığı için başka bir organa yayılma veya dağılma olasılığı olmadığından ölümcül olma riski azdır. Prostat büyümesi ve kanserleşme birbirinden ayrı olduğundan, kanser olmadan da büyüme gerçekleşir. Prostat büyümesi tedavisinde seçilecek cerrahi yöntem kişinin yaşamı boyunca oldukça önem taşır. Çünkü cerrahi tedavi yöntemi en etkili yöntem olarak seçilmektedir.
Prostat iltihabının nedenleri kesin ve net olarak belirlenebilmiş değildir. Genellikle prostatit tiplerin, cinsel yolla gelişip bulaşmasına bağlanmıştır, bir diğer adı olarak da prostat nezlesi olarak bilinmektedir. Bu bulaşmaya bağlı olarak enfeksiyon üremesi artışı görülebilir. Prostat iltihabının en belirgin özelliği; idrar sırasında ağrı şikayeti ile kendini öne çıkartmaktadır. Enfeksiyon oranı çoğaldıkça prostat iltihabının bakteri üretme oranı çok fazladır. Kronik prostat iltihabında meni ve idrarda kan gözlenir. Kişi gergin, sinirli olmakla beraber eklem ve kaslarda ağrı yaratmaktadır. Prostat iltihabı ( prostatit ) prostat bezinin bakteri nedenli veya bakteri nedenli olmayan cinsel olarak aktif erkeklerde görülmektedir. Bunun yanı sıra prostatın etrafındaki organlarda da ağrı görülmesi mümkündür.
Prostat’ın gelişim süreci ; kimyasal reaksiyonlar nedeniyle, dış idrar kanalında bulunan bakterilerin idrar yolu ile taşınması veya bakterinin prostata yayılması ile gelişim sağlamaktadır. Gelişmesini kolaylaştıran en belirgin birkaç özellik şunlardır :
Aslında bu evrelendirmenin amacı hangi organ veya organlara, hastalığın ne kadar ilerleyip ilerlemediği konusunda belirli bir tespitlendirme yapıp kişiye uygun tedavinin yapılması hedeflenmektedir. Kişinin tedavi sürecinde bölgesel lenf nodlarına yayılıp yayılmadığını ve diğer organlara yayılıp yayılmadığını bunlarla beraber özelliklerini de bilgilenmemizi sağlar. İdrar yapma ile ilgili sorunu olan kişilerde tahlil yapılarak; kişinin idrarının özellikleri ve içerdiği hücre yapıları ile baz alınarak evreler dikkate alınır ve bir süreç izlenir. Prostat hastalarımızın bazılarında görülen süreç yavaştır. Bu nedenle evre denilen hastalarımızın bir kısmında tedavi uygulamasına gerek görmemektedir. Bilmemiz gereken tek şey; Prostat tedavi edilmesi imkansız ve vücuda yerleştiği zaman asla kaybolmayan bir hastalık değildir.
Prostat bezinde bulunan, prostatın iltihaplanmasıyla oluşan bir çeşit enfeksiyondur. Enfeksiyondan kaynaklı olarak prostat bezi şişer ve büyür, bundan kaynaklı olarak ağrılı yakınmalar ortaya çıkabilir. Genellikle erkeklerin çoğu kısmında bu iltihaplanma görülür. Çünkü mesanenin altında bulunan prostat bezi; spermi besleyen ve taşıyan sıvıyı üretmektedir. Bazı iltihaplanmalar antibiyotik ile tedavi edilebilmektedir.
Prostat büyümesi yaşa bağlı olarak ortaya çıkan ve genellikle de 50 yaş üzerindeki erkeklerde sık görülen bir durumdur. İdrara çıkmada zorlanma da yaşın artmasıyla birlikte hacminde de artış görülür. Hacimde görülen artış bir süre sonra prostatta işlevsel bozuklara sebep olmaktadır. Tedavi yöntemi ise ilaçlar ve Cerrahi BPH ile gerçekleşir.
Erkeklerde en sık görülen kanser türüdür. Sadece erkeklerde bulunan bir bez olmasından dolayı, başlangıç evresinde belirti vermemesinden kaynaklı olan prostat kanseri 45 yaşından itibaren her erkeğin mutlaka 8 ay da bir kan tahlili ve muayenesini yaptırması önerilir. Kanserin tedavisi kişiye ve hastalığın durumuna bağlı olarak değişim göstermektedir. Bulunan hastalığın ne durumda olduğu, evresi ve hastanın yaşıyla beraber daha önce bir hastalık geçirip geçirmediği kontrol edilerek tedavi şekli belirlenir.
Hastalığının en belirgin özelliği idrar yaparken yanmadır. Bu yüzden hastalığın belirtisinde genital bölgede ve mesane üzerindeki bölgede ağırlık hissedilir. Kasık ve anüs de şiddetli ağrı ve zorlanma görülür. İdrara çıkma isteği olduğunda, hasta idrar yaparken zorlanır ve kasık ağrısına sebep olur.
Hastalığın bilinmesi gereken en önemli özellik hayvansal yağlardan, yağlı besinlerden ve şekerli besinlerden korunmaktır. Çünkü prostatın büyümesiyle beraber kan kolesterol seviyelerinde de artış görülmektedir. Süt ve süt ürünleri mutlaka az yağlı veya yağsız tercih edilmelidir.
Tedavisinde öncelik olarak hastanının durumuna göre ilaçlar önerilir. İlaçlar arasında ağrı kesiciler ön planda olmakla beraber, mesane ve prostat boynunu gevşeten bazı antibiyotikler önerilir. Hastanın durumuna bağlı olarak bazı erkeklerde birkaç ay sonra düzelsede bazılarında bu durum daha uzun sürebilir. Hasta ilerlemiş bir duruma geldiyse cerrahi yöntemlerle tedavi süreci gerçekleştirilir.
Herkesin bildiği üzere sağlık için öncelik her zaman sudur. Günde 2 veya 2.5 litre su içimine özen gösterilmelidir. Dikkat edilmesi gereken püf nokta; çok sayıda sıvı tüketimini vücuda birden almayın. Elma sirkesi genelde günümüzde kilo kontrolü için kullanılmaktadır. Hastalığın tedavisine faydası ise, prostat bezlerini küçültmeye ve sıkılaştırmaya yardım eder. Günde bir bardak ılık suya 1 çorba kaşığı elma sirkesi eklenerek hazırlanır. Isırgan otu doğal idrar söktürücü olarak bilinmektedir. Prostat bezi büyümesinde engelleme sağlayarak azalmaya götürür.